Devletin hayat damarlarının (Mülkiye, Tıbbiye, Harbiye) FETÖ/PDY terör örgütü elemanlarınca adeta örümcek ağı gibi sarılması ve uzun zamandır da bu tür faaliyet içinde olduğunun tespit edilmesi çok ürkütücü olduğu kadar da düşündürücüdür.

FETÖ /PDY örgütün yandaşlarına avantaj sağlamak için ÖSYM’den tüm kategori sınav sorularını çaldıkları ve sonrasında okullara, kurumlara yerleştikleri hepimizin malumu artık. Geçmişin puslu ve pis kokulu bu döneminde her kademeye yerleştirdikleri aktif ve uyuyan hücreleri bulunan bu kanlı terör örgütü ile mücadele ve bertaraf edilmesi devletimizin sorumluluğumdadır. Ancak gerek devlet kurumları içerisinde gerekse vatandaşlar arasında terör örgütüne hizmet edenler hakkında bilgi ve belgesi olanların güvenlik güçlerine bildirmesi her vatanseverin de asli görevidir.

Ülkemizin karşı karşıya kaldığı bu hainliğin küçümsenecek, geçiştirilecek bir olay olmadığının her kesim tarafından şiddetle kabul edilmelidir. Bu pisliğin temizlenmesi için tüm kurum, kuruluş elbirliği ile ne gerekiyorsa yapılması gerekir, gerekmeli de ancak bu yaparken uyuyan hücreli bulunan bu örgütün terörle mücadele ede cem diye yeni mağduriyetler çıkarıp vatandaşın devlete güveni zedelenmemelidir.

Örneğin FETÖ terör örgütüne finans sağladığı gerekçesi ile kapatılan vakıf üniversitelerin öğrencileri 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’in 4 üncü maddesinde ‘’Kapatılan yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrenciler, Yükseköğretim Kurulu tarafından Devlet üniversitelerine veya vakıf üniversitelerine yerleştirilir. Bu şekilde yerleştirilen öğrenciler, mezun oluncaya kadar vakıf yükseköğretim kurumlarına ödemeleri gereken ücretleri ilgili üniversiteye ödemeye devam ederler. Bu fıkranın uygulanması ile ilgili olarak usul ve esasları belirlemeye, uygulamayı yönlendirmeye, her türlü tedbiri almaya ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Yükseköğretim Kurulu görevli ve yetkilidir.’’ denmiştir.

Bu Kanun gereği kendisine kanunla verilen görevi yerine getirmek için toplanan Yükseköğretim Kurumu Genel Kurulu 29.07.2016 tarihinde bu kapsamda aldığı kararı kamuoyu ile paylaşmıştır. Söz konusu üniversite öğrencilerin bulundukları ildeki diğer devlet ve vakıf üniversitelerine aktarılmasına karşı bir tepki kamuoyuna yansımadığına göre bu kararın revize edilmesi düşündürücüdür. Revize edilen bu karar öğrencilerin bu seneye mahsus bir kez taban puanlarına bakılmaksızın istedikleri devlet veya vakıf üniversitelerine yerleşebileceklerinin 03.08.2016 tarihindeki kararının kamuoyuna paylaşılmasından ardından 04.08.2016 tarihinde tekrar bir karar alarak bu aldıkları kararı da revize etmek zorunda kalınmıştır. Bu son kararda “Kapatılan Vakıf Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin üniversiteye girmiş oldukları yıl aldıkları puanlar esas alınarak yeniden yerleştirilmelerine karar verilmiştir.” Bu karar içinde pek çok soru barındırmakla birlikte 65 bin öğrenci ve ailesini çaresiz ve boşlukta bırakılmasına neden olmuştur.

Bu öğrenciler YÖK tarafından önlerine konulan tercih kitaplarından bu okullara tercih yapmış ve YÖK tarafından bu okullara yerleştirilmişlerdir. Kendilerine yetki verilen devlet görevlileri sorumluluklarını yerine getiremeyip illegal olduklarını tespit edememiş ise bunun sonucunda ortaya çıkan olumsuzluktan kaçmak için faturayı çocuklarımıza kesmeleri asbestle iştigaldir. Hem özel üniversite hem de yerleştirildikleri başka ildeki giderleri karşılamayacak binlerce ailenin durumu ne olacak? Bu öğrencilerin bu hale düşmesinin hesabını göğüsleyecek bir baba yiğit çıkacak mı? Bunun da FETO/PDY örgütünün yeni bir oyunu olmadığı nasıl bilinecek?. Her kademedeki devlet yöneticilerini aklıselim düşünmeye, davranmaya ve karar almaya davet ediyorum Ülkemizin bu duruma gelmesinin çocukların değil bu duruma çanak tutanların, göz yumanların olduğu asla unutulmamalıdır. Eğer böyle bir oluşumun içinde bu öğrenciler içinde var ise elbette en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Bu çocukların bu okulları tercihlerinden dolayı asil milletin evlatlarına yakışıksız lakaplar takıp onları fişleme kimsenin hadi değildir. Bu güne kadar bu asil milletle alay edip göbeğini kaşıyanlar diyerek küçümseyenler kendisini yönetenlerin adam gibi adam olduklarında nelerden vaz geçebildiklerini ne yapacaklarını tüm dünyaya 15 Temmuz gecesinde göstermişlerdir. Bu milletin evlatlarına yapılacak haksızlıkların vebali bizi yönetenlerdedir. Devlet büyüklerimize  Şeh Edebali’nin Osman Bey’e Nasihatini bir  kez daha  okumalarını tavsiye ederim….

ŞEYH EDEBALİ'NİN OSMAN BEYE NASİHATI

Oğul ,

İnsanlar vardır, şafakta doğar, gün batarken ölürler!

Unutma ki dünya sandığın kadar büyük değildir!

İki paralık güneşe aldanıp sonrada karda, ayazda kavrulup gitme

Güçlüsün akıllısın söz sahibisin!

Ama ;

Bunları nerede nasıl kullanacağını bilmezsen,

Sabah rüzgârında savrulup gidersin.

Öfken ve benliğin bir olup aklini yener!

Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.

Azminden dönme!

Çıktığın yolu taşıyacağın yükü iyi bil!

Her işin gereğini vaktinde yap.

Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma!

Gördün söyleme, bildin bilme

Sözünü unutma! Sözü söz olsun diye söyleme!

Anan atanı say bereket büyüklerle beraberdir!

Sevildiğin yere sik gidip gelme, muhabbetin kalkar, itibar olmaz.

Üç kişiye acı ;

Cahiller arasında âlime,

Zenginken fakir düşene,

Hatırlı iken itibarini kaybedene!

Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Ululanma, düşmanını hor görme!

Düşmanını çoğaltma, düşmanlığın başını da sonunu da sen belirle!

Hâkli olduğunda kavgadan korkma

Bilesin ki

Atin iyisine doru yiğidin iyisine deli derler!

Ey oğul ! Beysin...

Bundan sonra öfke bize, uysallık sana...

Gücen gençlik bize, gönül almak sana...

Suçlamak bize, katlanmak sana...

Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize,

Adalet sana...

Kötü söz, şom ağız, hâksiz yorum bize, bağışlamak sana...

Ey Oğul ! Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana...

Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...

Ey Oğul ! sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açmaz.

şunu da unutma ! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.

Ey Oğul ! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı.